a

Facebook

Twitter

Copyright 2020 ULUCA Avukatlık Ortaklığı.
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz içerik kopyalanması durumunda, yasal işlem başlatılacaktır.

0850 259 0852

Uluca Avukatlık Ortaklığı Telefon Numarası

Linkedin

İnstagram

Facebook

Twitter

Search
Menu

 

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun Kesin Kararlarına Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları

ULUCA Avukatlık Ortaklığı > Tüketici Hukuku  > Sigorta Tahkim Komisyonu’nun Kesin Kararlarına Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun Kesin Kararlarına Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları

Sigorta Tahkim Komisyonu (“Komisyon”), Sigortacılık Kanunu’nun (“Kanun”) 30. maddesine göre kurulmuştur. Komisyon’a yapılacak başvuruda izlenecek usul ise Kanun’un 30. maddesinin 13. fıkrasında ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin (“Yönetmelik”) 16. maddesinde izah edilmiştir. Bu maddelere göre öncelikle başvurucunun sigortacılık işini yapan kuruma başvurması gerekmektedir ve başvurunun kısmen veya tamamen reddedilmesi ve reddin belgelenmesi gerekmektedir. Sigortacılık işini yapan kurumun 15 gün boyunca sessiz kalması da tahkime başvuru şartını sağlamaktadır. Bu süre, trafik kazası sebebiyle oluşan bir uyuşmazlık halinde Karayolları Trafik Kanunu madde 99’a ve Karayolu Taşıma Kanunu madde 22’e göre 8 gündür.

Öncelikle raportörler tarafından ön inceleme yapılır. Ön inceleme sonucunda esas incelemesine geçildiği takdirde Kanun’un 30. maddesinin 16. fıkrasına göre Komisyon’un en geç 4 ay içinde karar vermesi gerekmektedir. Bu süre ancak tarafların açık ve yazılı onamları ile uzatılabilir.

Kanun’un 30. maddesinin 12. fıkrasında Komisyon’un verdiği kararlara karşı başvurulacak kanun yolları belirtilmiştir. Bu kanun yolları, itiraz ve temyizdir. Ve söz konusu kanun yolları kesin olmayan kararlara karşı işletilecek olağan kanun yollarıdır. Kanun’un lafzında geçen temyiz kavramı üzerine doktrinde tartışmalar mevcuttur. Yargıtay’ın da yerleşik kararı ve doktrindeki baskın görüşler doğrultusunda 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hakem heyeti kararları “istinaf” kanun yoluna tabi olacaktır. Böylelikle dosyanın incelemesi ilk olarak Bölge Adliye Mahkemeleri’nde yapılacaktır.

  1. Sigorta Tahkim Komisyonu’nun Kesin Kararlarına Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları

 

  • Sigorta Tahkim Komisyonu’nun Kesin Kararları

Kanunun 30. maddesinin 12. fıkrasına göre parasal sınırların altında kalan kararlar kesindir. Söz konusu parasal sınırlar, itiraz için 5.000 TL, temyiz için ise 40.000 TL’dir. Yargıtay da 5.000 TL altındaki uyuşmazlıkların temyiz yoluna her halükarda başvurulmasını gerektirir bir durum olsa bile kararın kesin olduğunu ve kanun yoluna başvurulamayacağını kabul etmiştir. İtiraz veya temyiz yolu açık olduğu halde söz konusu kanun yollarına süresi içinde başvurulmaması durumunda da hakem kararları kesin hale gelir. Ancak tahkime süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması hakemlerin yetkileri dâhilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her halde temyiz yolu açıktır.

  • Sigorta Kanunu’nda Hukuk Muhakemeleri Kanun (“HMK”)’a Yapılan Atıf

Kanunun 30. maddesinin 23. fıkrasına göre; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun (“HUMK”) hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanır.”  HMK madde 447’de de HUMK’a yapılan atıfların HMK’a yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Tahkim yargılaması usulüne yönelik sigortacılık mevzuatının yanı sıra atıf yoluyla HMK hükümleri uygun düştüğü ölçüde uygulanır. Hukuk Muhakemesi Kanununda da tahkim 407 ile 444 maddeleri arasında düzenlenmiştir.

  • Yargılamanın İadesi

Kural olarak kesin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamasa da bu kuralın istisnası yargılamanın iadesidir. Yargılamanın iadesi, tahkim komisyonu tarafından verilen kesin kararlara karşı başvurulacak olağanüstü kanun yoludur. Tahkim için yargılamanın iadesinin uygulanacağı HMK madde 443’de açıklanmıştır. Bu maddeye göre; “Yargılamanın iadesine ilişkin yukarıdaki Sekizinci Kısmın Üçüncü Bölümü hükümleri, niteliğine uygun düştüğü şekilde tahkime de uygulanır. Tahkimde, yargılamanın iadesi sebeplerinden sadece 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (e), (f), (g), (h), (ı) ve (i) bentleri uygulanır. Yargılamanın iadesi davası mahkemede görülür. Yargılamanın iadesi talebi kabul edilirse mahkeme, hakem kararını iptal eder ve uyuşmazlığı yeniden bir karar verilebilmesi için yeni hakeme veya hakem kuruluna gönderir. Bu durumda hakem veya hakem kurulu 421 inci maddeye göre yeniden seçilir veya oluşturulur.

  • Yargılamanın İadesi Tanımı

Yargılamanın iadesi yolu olağan üstü bir kanun yoludur. Yargılamanın iadesi ancak kesin olarak verilmiş ya da kesinleşmiş kararlara karşı mümkün olmaktadır. Bunun dışında, bir yargılama makamı tarafından verilen ve henüz kesinleşmemiş kararlara karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulamaz. Kesinleşmiş kararların kanun yoluna taşınması mümkün olmadığından bertaraf edilmesi güç kararların önüne geçilmesi yargılamanın iadesi ile mümkün olacaktır.

  • Yargılamanın İadesi Şartları

HMK madde 374’e göre yargılamanın iadesinin ilk şartı mevcut kararın kesin olarak verilen veya kesinleşmiş bir karar olması gerekmektedir.

HMK madde 375’de sayılan ve tahkim yargılamasına uygulanacak bentler şu şekildedir: “Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:

(b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciinde kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.

(c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.

(e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.

(f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.

(g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delil ile sabit olması.

(h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.

(ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.

(i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmesi veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile tespit edilmiş olması. 

Yargıtay da ancak kanunda sayılan bu sınırlı haller durumunda Komisyon’un kararlarına karşı yargılamanın iadesine başvurulabileceğini kabul etmiştir.

  • Yargılamanın İadesi Sonucu

Yargılamanın iadesi nedenleri için farklı hak düşürücü süreler ve başlangıç tarihleri ön görülmüştür. HMK’da kural olarak gösterilen süre üç aydır herhalde iadeye konu talebin kesinleşmesinden itibaren on yıldır. HMK madde 375 b ve c bentlerinde sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde süre, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu; yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı tarihten itibaren başlar. Aynı maddenin e, f ve g bentlerinde sayılan durumlarda ise karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunmasından itibaren süre başlar. Maddenin i bendinin gerçekleşmesi halinde de süre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararının tebliğinden itibaren başlar. Sigorta tahkiminde yargılamanın iadesi ilgili mahkemede görülür. İlgili mahkemeden kasıt kararı veren mahkemedir. Yargılamanın iadesi talebinin mahkeme tarafından haklı görülmesi halinde verilen hakem kararı iptal edilir ve yeni bir karar verilmesi için HMK 421’e göre yeni bir hakem seçilir veya hakem kurulu oluşturulur. Böylelikle dosya için yeniden bir karar verilir.

SONUÇ

Sigorta tahkim komisyonunun kesin kararlarına karşı kural olarak kanun yollarına başvurmak mümkün değildir. Bunun bir istisnası Kanun’un 30 uncu maddesinin 12 inci fıkrasında sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde uyuşmazlık konusu parasal sınırın altında kalsa bile karar kanun yoluna taşınabilecektir. Kesin kararlara karşı istisnai olarak başvurulacak kanun yolları olağanüstü yolları olarak anılmaktadır. Tahkim için ön görülen olağanüstü kanun yolu da yargılamanın iadesidir. Yargılamanın iadesi müessesesi tahkime uygun düştüğü ölçüde uygulanacaktır.

 

KAYNAKÇA

  1. Yargıtay 17. H.D. 14.02.2018 tarihli 2018/646 E. 2018/982 K. Numaralı Kararı.
  2. Yargıtay 11. H.D. 11.01.2016 tarihli 2015/14245 E. 2016/47 K. Numaralı Kararı.
  3. Ecehan Yeşilova Aras-Bilgehan Aras, Sigortacılık Tahkimi-Sigorta Tahkim Usulü ve Ayırt Edici Özellikleri,
  4. Habib Yıldız, Sigorta Tahkim Yargılama Usulü, Yorum-Yönetim-Yöntem Uluslararası Yönetim-Ekonomi ve Felsefe Dergisi, Cilt 6 Sayı 1,
  5. Mehmet Özdamar, Sigorta Hukukunda Uyuşmazlıkların Çözümünde Tahkim Sistemi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2013 Sayı 1-2,
  6. Hakan Pekcanıtez-Oğuz Atalay- Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı 5. Bası,
  7. Mehmet Tuğberk Dekak, Sigorta Tahkiminde Yargılama Usulü,
  8. Yargıtay 15. H.D. 11.07.2019 tarihli 2019/1234 E. 2019/3335 K. Numaralı Kararı.

Yorum Yok

Gönder